Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) son zamanlarda adını sıkça duymaya başladığımız bir kavram. Artırılmış Gerçekliği tanımlamak gerekirse, AR tam olarak gerçek hayat tecrübesi ile sanal dünyanın arasındaki duvarların yıkılmasını tarif etmekte.
Özellikle son yıllarda gerçek hayat tecrübelerimizi sürekli olarak internet dünyasına taşıyoruz ve hayatlarımızı internet üzerinden de paylaşıyoruz. Artırılmış Gerçeklik uygulamaları da bu tecrübeyi hissetmemize sebep oluyor ve aslında bize sanal dünyanın gerçekliğini hissettiriyor.
Artırılmış Gerçeklik uygulamalarının temelinde de birçok teknolojide olduğu gibi askeri teknolojiler yatıyor. AR teknolojisinin açığa çıkması da HUD (Head-up display) sayesinde oldu. Bu teknoloji savaş uçağı pilotlarının kokpitte karşılarındaki ekranlarda ve piyadelerin kullandığı kasklara entegre edilmiş olan gözlükler ile kullanılmaya başlandı.
Bu gözlük ya da ekranlar sayesinde bazı bilgilendirici veriler (hız, ısı, yükseklik, koordinatlar, radar vb.) aktarılıyordu. AR uygulamalarında kullanılan gözlüklerin de gün geçtikçe son kullanıcılar için gittikçe yaygınlaşmaya başlayacağını öngörmek yanlış olmaz.
Askeri teknolojiyi bir kenara bırakacak olursak basit anlamda Artırılmış Gerçeklik uygulamalarını canlandırılmış QR kodları olarak tanımlayabiliriz. Akıllı telefonlar üzerinden görüntülenen şeklin ya da herhangi bir cismin bilgiye, içeriğe, ankete ya da fotoğraf, resim gibi gibi görsellere evrilerek ekran üzerinde kullanıcıya artırılmış gerçek olarak yansımasıdır. Yani avuçlarınızın içindeki cihazın ekranı aracılığı ile gerçek hayatta olmayan bir anı oluyor gözü ile karşınızda görürsünüz.
Yakın gelecekte Artırılmış Gerçeklik uygulamaları da standardize edilebilir ve hem akıllı telefonlarımızda hem de tablet bilgisayarlarımızda yerini alacak. Aynı zamanda mobil kullanımın günden güne gittikçe artığı zamanları yaşıyoruz ve hatta öngörülere göre ileride internete bilgisayardan çok mobil olarak bağlanacağız. Biz böyle hızlı mobilize olurken, Artırılmış Gerçeklik uygulamalarının da değeri ve önemi bir hayli artacak. Artırılmış Gerçeklik uygulamaları hayatımızda gittikçe daha fazla yer kaplamaya başlayacak. Mesela bir sokaktayken kameramızı apartmanlara yöneltip hangi evin kiralık ya da satılık olduğuna bakabilecek, bir restaurantı AR uygulaması ile taratıp oranın yemekleri ile ilgili yorumları okuyabileceğiz.
Bazı restaurantlar menülerine de AR uygulamalarını entegre ediyor, yemeye karar verdiğiniz yemeği kameranızdan okutarak paylaşabilecek (Sosyal Ticaret!) ve restaurantı puanlayabileceksiniz. Aynı şekilde coğrafi etiketleme, pusula görevi gören uygulamalar ve GPS verilerinden de yararlanarak birçok uygulamayı kullanabiliyor olacağız. Kamerayı sokağa çevirip en yakındaki eczaneye kaç metre kaldığını da yine bu tarz uygulamalar ile görebileceğiz. Bu tarz uygulamalar kullanılabilir durumda ancak yaygınlaşmaları gerekiyor. Üretici firmaların da Artırılmış Gerçeklik uygulamalarına desteği mevcut olunca, bu uygulamaların kullanımı daha da hızlı artacak.
Artırılmış Gerçeklik ile Reklam ve Pazarlama
Artırılmış Gerçeklik uygulamaları ile reklam ve pazarlamanın da temelleri atılıyor. Burada en önemli nokta Artırılmış Gerçeklik uygulamalarının 360 derece bir pazarlama entegrasyonu sağlaması. Elini çabuk tutup kendi AR uygulamalarını geliştiren ve reklamlarını yayınlamaya başlayan inovatif firmalar, özellikle sosyal medyada da fazlası ile konuşulduklarından bu tür reklamların etkisi çok daha güçlü oluyor. Mobil ve sosyal medya ilişkisi gün geçtikçe güçlenirken, bu tarz uygulamalar ile hayatımızı yönetme ve aktarma alışkanlıklarımız da birbirine entegre olup, belli bir standart haline geliyor. Yani şimdilik biz bu reklamları denemek için ya da neye benzediğini görmek için izliyorken, bir süre sonra kendimizi yarı robotsu insanlar halinde bulma ihtimalimiz bile mevcut. Belki biraz daha fütüristik ama gözlüklerden de ziyade, direkt gözlerimize takabileceğimiz kontak lenslerin üretilmesi üzerine çalışmalar da tavşanlar üzerinde yapılan deneylerle test edilmeye devam ediyor. Yani gelecekte gözbebeklerimize takacağımız lensler ile AR uygulamalarını izleyebilecek olmamız söz konusu.
Mesela popüler AR uygulamalarından bir tanesi Layar'ı daha öncesinde okurlarımızla paylaşmıştık. Hemen altta izleyebileceğiniz videoda ise, yeni Volkswagen Beetle’ın AR uygulamalı reklamları bulunuyor. Bahsini ettiğim gibi AR uygulamalarında henüz bir standart olmadığından, Volkswagen’in AR uygulamalasını görmek için iPhone ya da iPad’inize uygulamasını indirmek zorundasınız. Bu reklamlar standart billboard afişleri gibi gözükse de, uygulamayı yükleyip akıllı telefonunuz ya da tabletinizin kamerasını bu afişlere doğrulttuğunuzda AR uygulamaları devreye giriyor.
Elbette AR uygulamaları konusunda çalışan tek şirket sadece Apple değil, Android'de de çok çeşitli AR uygulamaları geliştiriliyor. Bunun yanı sıra, Nokia için Wikitude 4.0 OviStore'da yerini aldığını geçen sene duyurmuştuk; şimdilerde ise Nokia'nın Microsoft işbirliği ile neler yapabileceğini görme fırsatımız olacak. Yani, AR uygulamaları konusu da kızgın bir pazar var ve 2012 yılında da AR uygulamalarını sıkça göreceğiz.
Artırılmış Gerçeklik ile Oyunlaştırma (Gamification)
Son zamanlarda birçok sosyal medya kampanyasına konu olan ve yerel bazlı uygulamalarda uygulanan yapılan oyunlaştırma sayesinde, bu tarz uygulamalar herkes için daha zevkli ve teşvik edici oluyor. Birçoğumuzun kullandığı Foursquare’de herkesin birbiri ile köşe kapmaca oynaması, rozet toplama ve mekanın mayor’luğunu kapma çabası ile sosyal ağ kullanımımızı da oyunlaştırıp, daha da eğlenceli bir hale getiriyoruz.
Artırılmış Gerçeklik uygulamaları bunu daha çok görselleştirecek olmasının yanı sıra, gerçek anlamda oyunlaştırmalara da izin veriyor. Buna verilebilecek en iyi örneklerden birisi AR.Drone Parrot. Aslında bu sadece uzaktan kumandalı bir uçan oyuncak. Fakat Artırılmış Gerçeklik uygulaması ile bambaşka bir boyuta geçti ve oldukça popüler oldu. AR.Drone Parrot’ı iPhone’unuz üzerinden kontrol ediyorsunuz. Uygulamayı yüklediğinizde AR.Drone Parrot’ın üzerindeki kamera iPhone’unuza yansıyor ve Artırılmış Gerçeklerinin doğasına uygun olarak, siz sanki o oyuncağın içinde, kokpitteymişsiniz gibi bir his yaratıyor ve iki AR.Drone Parrot bir araya geldiğinde, iki cihaz da havadayken, rakibiniz ile savaşabiliyorsunuz. Çıplak gözler ile baktıklarınızda kovalama yaşayan iki oyuncu uçuyor gibi gözüküyor fakat başınıza iPhone ekranına eğdiğinizde, müthiş bir it dalaşının ortasında buluyorsunuz! Patlama efektleri ile cephane yönetimi ile size bir artırılmış bir gerçeklik sunuluyor.
AR.Drone Parrot işin biraz oyun kısmı olsa da, gamification özellikle pazarlama alanında da kullanılıyor. Mesela sosyal medyada en çok takip edilen markalardan biri olan Starbucks da AR uygulamalarına Starbucks Cup Magic ile start verdi. Starbucks Cup Magic uygulamasını denemek için bir adet kırmızı kaplı Starbucks bardağına ve Android ya da iOS işletim sistemli bir cihaza ihtiyacınız var. Telefonunuza Starbucks’ın uygulamasını indirdikten sonra kahvenizi yudumlarken oyunu oynayıp, hediye kazanma şansı elde edebiliyorsunuz. Aynı zamanda Facebook ve Twitter’dan da bunları paylaşabiliyorsunuz. Böylece bu AR uygulaması ile marka sizi kendinize bağlamışken bunun da yanı sıra sizi markayı paylaşmanızı teşvik ederek başarılı bir tanıtım faaliyeti yürütüyor.
https://www.youtube.com/watch?v=RWwQXi9RG0w
Artırılmış Gerçeklik uygulamaları günden güne daha çok yaygınlaşacak. En önemli nokta ise tüm bu uygulamaların nasıl standartize edileceği. Şu an her AR uygulamasını denemek için o uygulamayı geliştiren markanın kendi uygulamalasını indirmek zorunda kalıyoruz. Bu tarz uygulamalar gelecekte QR kod okuyucular gibi standartlaşmaya başladıklarında, bu uygulamalardan daha da çok verim alacağız ve hayatımızı kolaylaştıracak uygulamalar ile karşılaşabileceğimiz de aşikar. Siz de denediğiniz AR uygulamalarını ve dünyadan AR uygulama örnekleri ile ilgili fikirlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.